Ozon tedavisi (ozon terapisi) yaklaşık ozonun 1876 yılında keşfinden sonra 1900’lü yıllardan itibaren yüzyılı aşkın bir süredir tıp alanında birçok hastalığın tedavisinde güvenle kullanılmaktadır.Bu geçen zamanda ozon tedavisi(ozon terapisi)’nin insan vücudunda birçok uygulama yöntemi geliştirilmiş olup hastalığın durumuna göre bu tedaviler bazen birlikte de uygulanabilir.


Burada en önemli olan nokta ozon tedavisini(ozon terapisi) uygulayacak olan kişinin bu konuda eğitimli ve tecrübeli olması ayrıca ozon tedavisinin(ozon terapisi) mutlaka ozon ile ilgili eğitime ve bilgiye sahip bir doktor kontrolünde yapılmasıdır. Ozon tedavisi(ozon terapisi)nin uygulama yöntemlerini sıralayacak olursak;


Major Ozon (MAH):Kan yoluyla ozon tedavisi(ozon terapisi) Minör Otohemoterapi: Rektal İnsuflasyon yoluyla ozon tedavisi(ozon terapisi), Vaginal İnsuflasyon, Kulak İnsuflasyonu, Nazal İnsuflasyon(Burun içerisine ozon tedavisi(ozon terapisi) uygulama, Torbalama ( Bagging ), Kupalama ( Cupping ), Kas içi Enjeksiyon Cilt Altı ve Cilt Lezyon İçi, Enjeksiyon Eklem İçi Uygulama ,Transdermal Ozon Tedavisi (Ozon Sauna), Ozon kremi, Ozon yağı, Ozonlu su İntradiskal(disk içerisine), ozon tedavisi(ozon terapisi) uygulama


MAJÖR OZON(MAH):Majör otohemoterapi ozon tedavisinin(ozon terapisi) en sık kullanıldığı ve en popüler olan yöntemidir. Genel olarak “kanın ozonla yıkanması”,”kanın temizlenmesi” şeklinde de geçer.


Bu yöntemde venöz yoldan kan alınacakmış gibi bir damar yolu açılır ve ozon tedavisi(ozon terapisi) için özel olarak hazırlanmış serum seti ile yine ozon tedavisi(ozon terapisi) için özel olarak hazırlanmış olan ve kanı içerisine alabilmek için negatif basınca sahip olan bir cam şişe kullanılmaktadır.


Burada kanın alınacağı şişenin cam olması çok önemlidir çünkü plastikten yapılmış maddeler kullanılırsa ozon bu maddeler ile reaksiyona girer ve etkinliği de azalmış olur.Bunun yanında cam şişe içerisinde alınan kanın pıhtılaşmasını önlemek için sitrat denilen maddeden bir miktar bulunur.Cam şişe ilk olarak kanımızın alındığı kol hizasından aşağı seviyede tutulur, böylece kan yüksek seviyede olan kolumuzdan cam şişe içerisine akar.Bu aşamada yaklaşık 100-150 ml (bir çay bardağı kadar) kan şişe içerisine alınır ve serum seti kapatılarak kanın daha fazla miktarda gelmesi engellenir.Daha sonra medikal ozon jenaratöründen uygun doz ve miktarda ozon özel bir enjektör vasıtasıyla alınır ve cam şişenin özel bölmesinden alınmış olan kan içerisine verilir.Bu işlemin ardından cam şişe yukarı kaldırılarak serum askısına asılır, serum seti açılır ve ozon ile yıkanmış olan kan damar yolu açılan kolumuzdan yüksekte olduğu için normal kan transfüzyonu yapılır gibi tekrar dolaşımımıza geri verilir.Bu işlem yaklaşık 15-20 dakika sürmektedir.


Bu işlem ile cam şişe içerisine alınan ozon kanımızdaki eritrositler (alyuvarlar ,kırmızı kan hücreleri) ile direkt olarak reaksiyona geçer ve etkilerini göstermeye başlar.Ozon tedavisi(ozon terapisi) ile eritrositlerin ATP üretimi ve dokulara oksijen sunumu artar.Ayrıca bazı sitokinlerin salınımını artırarak bağışıklık sistemimizin aktive edilmesi sağlanır.Bunun yanında antioksidan enzim sistemleri de aktive edilerek vücudumuzun antioksidan etki kapasitesi de artırılmış olur.Uygulama esnasında toplardamardan alınan kanın koyu renkte olduğu, aynı kanın ozon ile yıkandıktan sonra açık parlak kırmızı renge döndüğü ve tıpkı atardamar kanı gibi oksijen bakımından zengin bir hal aldığı çıplak gözle de görülebilmektedir. Majör otohemoterapi yöntemi tıbbi olarak 150’den fazla hastalığın tedavisinde gerek birincil tedavi, gerekse diğer tedavilere yardımcı tedavi olarak kullanılmaktadır.Almanya’ da ambulansların ekipmanları arasında ozon jeneratörü de bulunmaktadır.Stroke(inme,beyin felci) atağı geçiren hastalara 24 saat içerisinde ozon tedavisi(ozon terapisi) uygulanırsa bu hastaların %95’i kalıcı paralizi(felç) olmadan kurtulabilmektedir.


MİNÖR OZON:Bu yöntemde yine majör otohemoterapide olduğu gibi toplardamardan kan alınır.Fakat burada alınan kan miktarı 5-10 ml kadardır ve kan direkt olarak ozon için özel olarak hazırlanmış enjektöre alınır.Alınan bu kan içerisine ozon jeneratöründen uygun doz ve miktarda ozon gazı karıştırılır ve hastaya intramuskuler(kas içerisine) olarak enjekte edilir.


Bu şekilde kan ve ozon karışımı hasta için bir kendi kendini aşılama görevi görür.Minör yöntemle yapılan ozon tedavisi (ozon terapisi) hastanın kendi hücrelerinden elde edilen ve birçok sağlık probleminde etkili olan bir aşılama yöntemidir.Minör yöntemle uygulanan ozon tedavisi (ozon terapisi) alerjik hastalıklarda, astım tedavisinde, akne(sivilce)lerin yok edilmesinde ayrıca geleneksel kanser tedavisine yardımcı olarak uygulanır.


REKTAL İNSUFLASYON YOLUYLA OZON TEDAVİSİ: Ozon tedavisinin (ozon terapisi) ince bir slikon kateter yardımıyla rektum içerisine uygulanmasıdır.Bu yöntem biraz rahatsız edici gibi görünse de uygulaması majör otohemoterapiye göre daha kolay ve kısa sürelidir.Ayrıca hasta hiçbir ağrı,sızı hissetmez.


Ozon tedavisi (ozon terapisi) uygulamalarında uygun olan hasta veya hastalığın var olduğu durumlarda rutin olarak kullanılan etkili bir yöntemdir.Rektal insuflasyon yoluyla ozon tedavisi (ozon terapisi) uygulandıktan sonra ozon gazı direkt olarak kalın bağırsaktan emilerek kana karışır ve majör otohemoterapi gibi etki gösterir.Rektal uygulama ile ozon tedavisinin (ozon terapisi) etkisi kan yoluyla(majör otohemoterapi) uygulama yöntemiyle hemen hemen aynı düzeydedir(majör uygulamanın yaklaşık %95’i oranında etkilidir).


Bu uygulamanın avantajlı olduğu bazı yönleri de bulunmaktadır. 1)Uygulama kan yoluyla(majör otohemoterapi) ozon tedavisine (ozon terapisi) göre çok daha basit, hatta kişinin kendisinin de yapabileceği bir uygulamadır.Bunun yanında kan yoluyla yapılan uygulamaya göre etkisi hemen hemen aynıdır. 2)Kan yoluyla (majör otohemoterapi) ozon tedavisi (ozon terapisi) yaklaşık 20-30 dk. sürerken, rektal insuflasyon yoluyla uygulanan ozon tedavisi (ozon terapisi) yaklaşık 4-5 dk. sürmektedir. 3)Çocuklarda majör otohemoterapi ile ozon tedavisi (ozon terapisi) uygulamada alınacak olan 100-150 ml kan hemodinamik açıdan problem yaratabilir.Ayrıca çocuklar damar yolu açılmasından çok hoşlanmazlar ve 30 dk gibi bir süre çocukları bekletmek zor olabilir. 4)Bazı yaşlı, kilolu veya hepatit benzeri rahazsızlığı olup ta damar yolunun açılması güç olan hastalarda bu yöntemle ozon tedavisi (ozon terapisi) çok kullanışlı bir alternatif olabilmektedir.


Vaginal insuflasyon yoluyla ozon tedavisi (ozon terapisi): Özel bir kateter yardımıyla vagina içerisine ozon gazının uygun doz ve miktarda verilmesiyle yapılan bir işlemdir.Bazı kadın hastalıklarında oldukça etkilidir.Özellikle endometriosis gibi gebeliği engelleyen hastalarda kullanıldığında gebelik oranlarının arttığı görülmüştür.Bunun yanında kronik ve geçmeyen vaginal enfeksiyonların tedavisinde ozon tedavisi (ozon terapisi) oldukça etkilidir.Genital siğil ve vaginal kandida enfeksiyonlarının ortadan kaldırılmasında ozon tedavisi (ozon terapisi) oldukça başarılıdır.Vaginal insuflasyon yoluyla ozon tedavisi (ozon terapisi) menstruasyon(adet kanaması) döneminde uygulanmamalıdır.Çünkü ozon tedavisinin etkisiyle kanama miktarında artış olabilmektedir.


Kulak insuflasyonu yoluyla ozon tedavisi (ozon terapisi): Kulak içerisine yerleştirilen steteskop benzeri bir alet ile uygun doz ve miktarda dış kulak yolundan kulak içerisine ozon tedavisi(ozon terapisi) uygulamasıdır. Ozon tedavisi (ozon terapisi) için özel hazırlanmış bir enjektöre alınan ozon gazı dış kulak yolundan kulak içerisine verilirken bir miktar basınç hissi oluşur.Çünkü kulak zarı yarı geçirgendir ve ozon gazını yavaş yavaş geçirip orta kulağa ulaşmasını sağlar.İşlem uygulanmadan önce dış kulak yolunun ıslatılması kulak insuflasyonu yoluyla yapılan ozon tedavisinin (ozon terapisi) daha kolay uygulanmasını sağlar.Böylece ozon kulak zarından orta kulağa daha kolay bir şekilde geçmiş olur.Burada dikkat edilmesi gereken nokta ozon gazının basınçlı bir şekilde birden verilmemesidir.Basınçlı ve hızlı bir şekilde ozon gazını vermek kulak zarına zarar verebilir ve ciddi bir ağrıya neden olur.Bu sebeple kulak insuflasyonu yoluyla ozon tedavisi (ozon terapisi) çok yavaş uygulanmalı ve uygulama 2-3 dakika içerisinde gerçekleştirilmelidir.Kulak yoluyla ozon tedavisi (ozon terapisi) uygulanan hastalarda malign otitis eksterna(dış kulak yolu inatçı iltihabı), allerjiler, soğuk algınlığı, boğaz ağrısı, tükrük bezi iltihabı, tinnitus(kulak çınlaması) gibi rahatsızlıkların tedavisinde önemli yararlar sağlandığı bilinmektedir


Nazal(burun) İnsuflasyon yoluyla ozon tedavisi (ozon terapisi): Ozon gazı direkt olarak solunduğu zaman akciğerlerimize zarar vermektedir.Bu sebeple ozonun burun yoluyla direkt olarak solunması sakıncalıdır.Ozon tedavisinin (ozon terapisi) solunum sistemimiz üzerindeki iyileştirici etkilerinden faydalanmak için ozonun yağdaki reaksiyonu sonucu oluşan ve “OZOL” denilen madde özel bir aparatın burun deliklerine yerleştirilmesiyle solunurak ozon tedavisi (ozon terapisi) tamamlanmış olur.


Torbalama(Bagging): Torbalama yöntemiyle ozon tedavisi (ozon terapisi) tedavi edilecek bölgeye göre vücudumuzun herhangibir uzvunun (eller, kollar,bacaklar,topuk kısmı, kalça) ozon tedavisi için özel olarak hazırlanmış plastik bir torba içerisine konularak üst kısmından hava geçirmeyecek şekilde bağlanması ve içeriye uygun doz ve miktarda ozon gazının verilmesi işlemidir.İşlem yaklaşık 15-30 dk arası sürmektedir.Ozon gazı kuru alanlarda çok etkili olmadığı için işlem öncesinde ozon tedavisi (ozon terapisi) uygulanacak olan bölge steril serum ile nemlendirilmelidir. Bu yöntem gangren, diyabetik ayak ülserleri, yanıklar, yatak yaraları, enfekte yaralar, geçmeyen ya da yavaş iyileşen yaraların tedavisinde oldukça etkili olarak kullanılmaktadır.



Bu yöntemle uygulanan ozon tedavisi (ozon terapisi) sadece uygulanan lokalizasyonda etki eder, genel olarak bağışıklık sisteminin aktive edilmesinin sağlanması beklenemez. Bu yöntem ile ozon tedavisi (ozon terapisi) uygulandığında ozon gazı ortamda hepsini öldürür.Yara bölgesinde kan dolaşımını ve yeni kılcal damar oluşumunu artırır.Ayrıca uygulanan bölgedeki damarların esnekliğini artırarak bu alanın daha çok kanlanmasını ve oksijen yönünden daha çok beslenmesini sağlar.


Yara bölgesinde kollajen sentezini uyarır.Tüm bunların sonucunda yara bölgesi hem enfeksiyondan korunmuş olur hem de bu bölgedeki yara iyileşmesi süreci hızlanır.Torbalama yöntemiyle ozon tedavisi (ozon terapisi) uygulanması sayesinde ayağı,eli veya bir başka uzvu ampütasyon yapılacak olan birçok hasta uzuvlarını kaybetmeden tekrar eski hayatlarına dönebilmişlerdir.Ayrıca antibiyotiğe dirençli birçok enfekte yara torbalama yöntemiyle ozon tedavisi (ozon terapisi) sayesinde düzelmiş ve kapanmıştır. Bu yöntemi uygularken dikkat edilmesi gereken bir nokta da işlemin yapılacağı ortamın iyi havalanması gerekliliğidir.


Çünkü torbanın içerisinden oluşabilecek ozon gazı kaçağı solunması halinde akciğerlerimizi irrite edebilir.Ayrıca işlem bittiğinde torba içerisindeki ozon gazı özel bir aparta yardımıyla ozon jeneratörüne verilerek oksijene dönüşmesi sağlanmalı, bu işlem yapılmadan torba çıkarılmamalıdır.Tüm bunlar uygun şekilde yapıldığında torbalama yöntemiyle uygulanan ozon tedavisinin (ozon terapisi) hiçbir riski bulunmamaktadır.


Kupalama (cupping=vakumlama) yöntemiyle ozon tedavisi (ozon terapisi): Torbalama yönteminin uygulanmasının zor olduğu, iyileşmeyen ve kanlanması bozuk olan bölgelere uygulanabilen bir yöntemdir.Enfekte ve iltihaplı bölge bir yandan ozon ile temizlenirken bir yandan da hem ozon tedavisinin (ozon terapisi) hem de vakumun etkisiyle bölgedeki kanlanma artırılır ve iyileşme süreci hızlanmış olur.Bu uygulama için özel yuvarlak esnek kaplar ve ve vakum cihazı kullanılır.


Kas içi enjeksiyon yoluyla ozon tedavisi (ozon terapisi): Bu yöntemde ozon gazı uygun doz ve miktarda ozon tedavisi (ozon terapisi) için özel hazırlanmış bir enjektöre alınır ve kas içerisine enjekte edilir.Myofasial ağrı sendromunda tetik noktalara enjekte edildiğinde oldukça etkili sonuçlar verir.


Ayrıca boyun fıtığı, bel fıtığı olan hastalarda paravertebral kaslara uygulanan ozon enjeksiyonu ağrıların azalmasında, kas spazmlarının çözülmesinde oldukça başarılıdır.Ozon bir gaz olduğu için kas içerisine uyguladığımızda yayılarak fıtık bölgesine ulaşarak orada da bir iyileşme süreci başlatır, ayrıca omurgamızda bulunan ve kireçlenmiş olan eklemlerin (faset eklemler) rejenerasyonunda da oldukça etkilidir.


Cilt ve ciltaltı ozon tedavi (ozon terapi) uygulaması: Bazı cilt hastalıklarında ve cilt bozukluklarında uygun dozda ve miktarda alınan ozon gazının cilt ve ciltaltı bölgeye enjekte edilmesiyle gerçekleştirilir.Sivilceler(akne) , sellülit, skar izleri, sedef hastalığı, cilt kırışıklıkları gibi durumların tedavisinde oldukça başarılı sonuçlar alınmaktadır. Bunun yanında PRP uygulamalarında alınan PRP solüsyonu ozon ile karıştırıldığında normal uygulamadan çok daha etkili olduğu gözlemlenmiştir.


PRP tedavisinde amaç, kanın besleyici ve onarıcı elemanları olan trombositlerin(plateletler) yoğun bir şekilde alınarak vücuda enjekte edilmesi ve plateletlerden salgılanan bazı büyüme faktörleri (PDGF(platelet derivated growth factor),VEGF(vascular endotelial growth factor),EGF(epidermal growth factor),TGF-B(transforming growth factor beta),FGF(fibroblast growth factor), İGF(insülin like growth factor),HGF(hepatocyte growth factor),CDMP(cartilage derivated morphogenic protein)) sayesinde uygulama alanında iyileşmenin hızlanması, yeni kollajen doku sentezinin artması,kollajen dokuların onarımının yapılması amaçlanır.PRP içerisine ozon gazı karıştırdığımızda; ozon plateletlerin daha aktif çalışmasını sağlar ve plateletlerden salgılanan bu faktörlerin daha fazla miktarda salgılanmasını sağlar.Böylece PRP’nin etkinliğini çok önemli miktarda artırır.Bunun yanında ozon uygulama bölgesindeki oksijenlenmeyi ve kan akışını da artırdığı için iyileşme çok hızlı ve çok daha etkili olmaktadır.Kliniğimizde PRP uygulamalarını hastalarımızın isteği doğrultusunda ozon ile birlikte yapmaktayız.


Kılcal Damar Tedavisi (kılcal damar içine ozon enjeksiyonu): Dışarıdan gözle görülebilen kılcal damarlar birçoğumuz özellikle de kadınlar için önemli bir kozmetik sorun teşkil etmektedir.Birçok yöntem uygulanmasına rağmen kılcal damar tedavisi için tam anlamıyla etkili olabilen bir yöntem ne yazık ki yok gibidir.Lazerle kılcal damar tedavisi, köpük ile uygulanan kılcal damar tedavisi gibi yöntemler de ya etkisiz kalmakta ya da kısa süre sonra etkinliği azalarak hastalar tedavi öncesi haline dönmektedirler.İşte bu noktada ozonla kılcal damar tedavisi çok önemli ve etkili bir seçenek olarak karşımıza çıkmaktadır.


Uygun doz ve miktarda özel bir enjektörün içerisine alına ozon gazı kılcal damarların içine verildiğinde zayıf olan damar duvarını büzüştürür ve yok olmasını sağlar.Ozon uygulandıktan sonra birbiriyle bağlantılı olan kılcal damarların bir örümcek ağı gibi hızla yok olduğu gözle de görülebilmektedir.


Ozonla kılcal damar tedavisi işlemi lezyonun büyüklüğüne göre birkaç seans uygulanabilir.Çünkü her seferinde verilecek ozon gazı miktarı belli bir seviyenin üzerine çıkmamalıdır.Bunun yanında ozonla kılcal damar tedavisi yapılırken dikkat edilmesi gereken nokta; daha büyük olan varisleşmiş damarlara ozon gazının direkt olarak enjekte edilmemesi gerektiğidir.Büyük damarlara ozon gazı enjekte edilirse ozon büyük olan damar duvarını tam olarak büzüştüremez ve ozon gazı sistemik dolaşıma katılarak gaz embolisine sebep olabilir.Bu sebeple ozonla kılcal damar tedavisi uygulaması doktor tarafından ve tecrübeli kişilerce yapılmalıdır.


Eklem içi ozon tedavisi (ozon terapisi): Çoğunlukla diz eklemi olmak üzere vücudumuzdaki bütün eklemler içerisine ozon tedavisi (ozon terapisi) uygulanarak çok etkili sonuçlar alınmaktadır.Özellikle eklem kireçlenmesi (osteoartrit), eklem daralması, eklem sıvısının azalması gibi durumlarda kullanılabilecek bir yöntemdir.Eklem içerisine ozon gazı enjekte edildiğinde ozon ilk önce daralmış olan eklem aralığını rahatlatır ve eklemin daha iyi hareket etmesi sağlanır.Ozon eklem içeirsinde adeta bir hava yastığı gibi görev yapar.Bunun yanında eklem içerisindeki kıkırdak harabiyetinin önlenmesini ve yeni kıkırdak yapımını sağlar.


İleri düzey osteoartrit (eklem kireçlenmesi) nedeniyle diz protezi takılması önerilen hastalarda bile ozon tedavisi (ozon terapisi) ile birçoğunun protez ameliyatı olmadan iyileştiğini, bir kısmının ise protez ameliyatını çok daha uzun yıllar sonra olduğunu gözlemlediğimiz için, eklem rahatsızlığı olan hastaların ameliyat olmadan önce mutlaka ozon tedavisini (ozon terapisi) yaptırması gerektiğini düşünmekteyiz.


OZON SAUNA (Transdermal Ozon Tedavisi): Ozon sauna tedavisi, sauna tedavisine ozon gazının eklenmesiyle etkilerinin birleştirilmesi sonucu oluşur.Bir kişinin oturabileceği ve kapakları açılıp kapanabilen bir sauna kabini içerisine tedavi görecek hasta oturur, başı dışarıda kalacak ve dışarıya su buharı ve ozon gazı çıkmayacak şekilde kapatılarak tedaviye başlanır.Öncelikle sıcak su buharı içeriye verilerek cilt üzerindeki gözeneklerin açılması sağlanır.


Bunun ardından uygun doz ve miktarda ozon gazı içeriye verilerek ozon gazının ciltaltı yağ dokusuna ve lenfatik sisteme geçmesi sağlanır.Tedavi yaklaşık 20-30 dk kadar sürer ve tedavi bitiminde ozon gazı tamamen kesilip ortamdan uzaklaştıktan sonra hasta sauna kabininden çıkarılır ve tedavi sonlandırılır.


Ozon sauna tedavisi birçok açıdan etkili bir yöntemdir. Tedavi süresince ozon gazı cilt altı yağ dokusu ve lenfatik sisteme direkt nüfuz ettiği için tedavinin ciddi anlamda bir ” detoksifikasyon” etkisi vardır.Ozon gazı lenfatik sistemi temizleyerek toksinlerin vücudumuzdan uzaklaştırılmasını sağlar.Cildimiz bu durumda adeta üçüncü bir böbrek gibi işlev görür ve terleme yoluyla toksinlerden, vücudumuz için zehirli maddelerden ve ağır metallerin etkilerinden kurtulmuş oluruz.Ciltaltı yağ dokusunda toksinlerin birikmesi neticesinde oluşan sellülitlerin tedavisinde ozon sauna oldukça etkilidir.Ozon sauna tedavisine başlayan hastaların ciltlerinde birkaç seans sonra parlaklık ve yumuşaklık oluşur ve sellülite bağlı portakal kabuğu görüntüsü yavaş yavaş ortadan kalkar.


Bunun yanında ozon sauna tedavisi sayesinde 20-30 dk içerisinde yaklaşık 550-600 kalori yakılmış olur.Birçok spor aktivitesinde bile bu kadar kısa sürede böyle bir kalori harcamak mümkün değildir.Bu yüzden ozon sauna tedavisi kilo vermek isteyenlerin düzenli olarak kullandıklarında ciddi anlamda fayda görebilecekleri bir yöntemdir.Ayrıca ozon sauna tedavisi aşırı kiloların verilememesinin en büyük nedeni olan insülin direncinin kırılmasını sağlayarak yiyeceklerle almış olduğumuz glikozun(şekerin) daha fazla kullanılmasını sağlayarak yağ dokusu olarak birikmesini engeller. Ozon sauna laktik asit yıkımını sağlayarak kaslara bağlı yorgunlukların giderilmesini sağlar.Hatta profesyonel sporcularda düzenli olarak kullanıldığında laktik asit birikimine bağlı yorgunluğun ortadan kalkmasını sağlayarak sporcunun bir sonraki müsabakaya daha zinde bir şekilde çıkmasına yardımcı olur. Kronik yorgunluk sendromu ve fibromiyalji tedavisinde de ozon sauna oldukça etkilidir.Hatta bu hastalıkların tedavi edilmesinde en etkili yöntem ozon saunadır diyebiliriz.


İntradiskal(disk içerisine) Ozon Tedavisi (ozon terapisi): Bel fıtığı nedeniyle ağrısı olan hastalarda eğer fıtık sinir üzerine bası yapmışsa hastada ağrı şiddetlenir ve bacaklarında uyuşmalar başlar.Böyle durumlarda disk içerisine uygulanan ve fıtıklaşmış kısmın disk içerisine çekilerek sinir üzerindeki basının ortadan kaldırılmasını sağlayan tedaviler ameliyata göre önemli, etkili, non-invaziv ve yan etkisi çok daha az olduklarından alternatif bir tedavi yöntemi olarak karşımıza çıkmaktadırlar.


Bu yöntemler arasında İDET(intradiskal elektro termokoagulasyon), lazer ile disk buharlaştırma ve intradiskal ozon enjeksiyonu yöntemlerini sıralayabiliriz.Bu yöntemlerin ameliyathane ortamında ve skopi altında disk içerisine girilecek bölge radyolojik olarak görüntülenerek uygulanması gerekmektedir. Bel fıtığı nedeniyle ağrısı olan hasta muayene edilip fıtığın seviyesi radyolojik olarak belirlendikten sonra hasta yüzüstü masaya yatırılarak işlem yapılacak olan bölge skopi yardımıyla işaretlenir.


Bu işlem için özel üretilmiş bir iğne ile belli açılarla disk içerisine girilir ve disk içerisnde olunduğu radyoopak madde verilerek skopi yardımıyla görüntülenir.Daha sonra uygun doz ve miktarda ozon gazı alınarak disk içerisine enjekte edilir.Ozon disk içeirisndeki proteinden oluşmuş jelatinöz yapıyı denatüre ederk büzüştürür ve dışarıya taşmış olan fıtığın içeriye doğru çekilmesini sağlar ve böylece sinir üzerindeki bası ortadan kalkmış olur.İşlem sonrası hasta 1-2 saat içerisinde hastaneden taburcu edilebilir.Altı ay içerisinde radyolojik olarak ta MR görüntüsünde fıtığın kaybolduğu görüntülenebilir.